Ne Tatil Ama !
Sonunda ben de tatil yaptım. Evet, çalıştığım şirketten aldığım bir haftalık izinle birlikte ben de tatil yapma fırsatı buldum. Hemen başladım plan yapmaya. Şuraya gitsem, şurada şunu yapsam, şurada denize girsem, şurada alışveriş yapsam falan filan.
Hani yaz geldi ya, hani deniz zamanı ya. Ben de denize girme planları yapıyordum haliyle. İzinde, hem tatil hem akraba ziyaretleri yapma maksadıyla, Samsun’a gitme kararı aldım. Samsunda arkadaşlarla denize girsem, kumda uzanıp güneşlensem, kitap okusam gibi düşüncelere kapıldım.
Düşüncem çok uzun sürmedi. NTV’de yayınlanan bir haber: “Samsunda yapılan deniz temizlik ölçümleri sonucu Atakum beldesinde kolibasili oranı, olması gerekenin 2 katı olduğu ve vatandaşların denize girmemeleri konusunda uyarıldığı açıklandı.” Bahsedilen yer; Samsun-Atakum yani bizim evin olduğu yer, yani evin az ilerisinde bulunan, girmeyi düşlediğim deniz.
Tüm hayallerim, bu haberle birlikte, suya düştü. Ama olayı pozitif değerlendirmeliydim. Hemen, az çok bildiğim ama daha iyi öğrenmem gerektiğine inandığım “Kolibasili” hakkında bilgiler edindim. Sonuç olarak o denize giremeyecektim.
Samsun’a gittiğim zaman Atakum sahilinde birçok insanın denize girdiğini, haberlerde yayınlanan durumun sanki hiç olmadığını sandım. “Niçin denize giriyorsunuz? Denizin çok kirli olduğunu açıkladılar.” dediğimde ise, “Kim dedi? Biz duymadık?” gibi cevaplar aldım. Hatta daha da ilginç olanı “Herkes giriyor ama!” gibi abuk bir cevapla da karşılaştım. Herkesin denize girmesi, denizin pis olma durumunu azaltıyordu galiba.
Ben şehrin dışında bu haberle sarsılmıştım ama Samsun halkı bu haberden haberdar değildi. Bense, sahil gezisi ve denize girenleri izlemekle yetindim. Darısı diğer yıllık izinlerin başına.
Erhan