Bilgeler ve Kağanlar Ekseninde Milliyetçilik

Yazı yazmak zor istir. Kimseyi memnun edemezsiniz. Aslında istenen yazarın kendi görüşünü bildirmesidir ama olsun siz ondaki, kendinize ait görüşe aykırı olan her şeye saldırırsınız. Kendinizi entelektüel ve bilge, yazarı ise cahil ve vatan haini diye değerlendirirsiniz. Siz sol görüşlü iseniz ve yazar sağ görüşlü ve muhafazakarsa ise yazar cahildir ve Arap milliyetçisidir. Aslında Fransız devrimini ondan daha iyi okuyup analiz etmenize rağmen, Jacoben Yahudi dediğinizde size bağırır, “sağdan soldan aşırdığın birkaç kelime ile nasıl Jacoben’e laf söylersin” diye.. Yetmez beyzade devam eder, “sen nerden bati demokrasisini biliyorsun, geçirdiği aşamaları nasıl bilebilirsin” der, Çünkü bizim beyzade Jakoben in askerlik arkadaşı ve Danton un kirvesidir, ve devrim sırasında bizzat giyotin basında beklemiştir. Türk demokrasisi kaç yıllık ki diye de devam eder. Oysa bati ülkelerinde demokrasiyi bizden çok sonraları alan ülkeler bizi her alanda fersah fersah geçmiştir. Bu aşamaları hiç görmeyen 20 yıllık demokrasi tanışıklığı olan ülkeler (Singapur gibi) ise şu an parmak ısırılacak seviyede hem demokrasiyi özümsemiş hem de dünyada söz sahibi olmuştur. Ama olsun bizim yorumcu bilgedir, hem fabrika çıkışı ne yapacaktır ki, gayrimüslim patronu belki o gün olumsuz bir şeyler söylemiştir, o da kendince bir şeyler yazarak deşarj olacaktır. Diğer bir başkasının belki hayatta dikili taşı yoktur ve sadece alemde bos bir yer işgal etmektedir ama sizin aldığınız eğitiminizi, verdiğiniz emeği küçümser. Kafasında oluşturduğu hayali arkadaşının kulağına fısıldadığı şeylerin gerçekliğini ayırt edemez, bu sözlerin yazarın ağzından çıktığını sanır, psikiyatriste gitmek yerine, size ama aslında hayali arkadaşına cevap yazmaktadır.

Onun partisini eleştirdiğinizde tavrı, tuttuğu futbol takımını eleştirdiğinde olan tavrından çok daha aşırıdır. (Deneyerek gördüm ve yazımdan dolayı özür diledim). Türkiye nin %5 ini temsil ettiği bile şüpheli olan partisi, onun kafasında Türkiye nin asıl sahibi ve koruyucusu, geriye kalan %95 i ise zavallı ahmaklardır. Bir gün bunu açıkça yazıp Türk milletini sineklerle mukayese ederken, ertesi gün Türk milletinin daha iyi şeylere layık olduğunu söyler.. Bu nasıl çelişkidir? çünkü dün dündür bugün bugündür. Söylediğiniz her şeyin arkasında başka şeyler ararken, cümlenin anlamını asla düşünmez veya düşünemez. Türk toplumunun niye agresif olduğunu biraz halk diliyle ( tıp dili yerine) yazıp anlattığınızda milli değerlere saldırdı olur adınız. Hayatında hep yabancı markalara karşı tutkusu olan bu zati muhteremler, zamanı gelince milliyetçilik konusunda mangalda kül bırakmazlar. Anadolu halkını ve kuvayi milliye ruhunu diriltmek istediğinizde, sizi vatan haini yapıp ya nerde diğer Türkler diye bas bas bağırırlar. Sanki Türkiye kendi meselelerini halletmiş ve Türkmenistan yada Özbekistan’a örnek olabilecekmiş gibi? Partisinin her yıl en az 10 il veya ilçe yada dernek başkanı mafya olmak ve çete kurmak suçlaması ile tutuklanıp, cezai sure (hapis cezası) sonunda ayni göreve dönmesini söylemenize kızar. Sizi vatan haini yapıp, içlerinde mafya olmadığını, bunun bölücülerin bir oyunu olduğunu söyler. Türk adaletinin verdiği kararları tanımazlar kendileri için. Kıbrıs ta gösteri yapanların yada dayak atanların aslında kumarhane patronlarının menfaatini temsil ettiğini söylediğinizde tepkisi Kıbrıs ı satıyorsunuz olur tepkisi. Araştırma gereği duymadan saldırır size, çünkü siz gerçekleri söylemektesinizdir. Türkiye nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu, Türkiye nin güvenliğinden sorumlu kurumların olduğunu ve bunların dışında hiç kimsenin ve gücün kendini milis gücü sayamayacağını söylediğinizde sizi PKK lı yaparlar. Bu sıralarda asker kaçağı (olduğunu bildiğim) olan birçok dernek başkanı, şehit olan askerlerimizin cenazelerindedir belki bu şekilde kendi vicdanlarını temizlerken ayni sırada şehitlerimizin kani üzerinden de siyaset yapmaktadır. Bu ülke PKK ile mücadele etmelidir ve edecektir ta ki kökünü kazıyana kadar. Çünkü bütün Türk halkı bölücüleri lanetlemiştir. Bu hiçbir siyasi oluşumun tekelinde değildir. Demokrasi de bu mücadele için engel değildir. Milliyetçilik, vatanını, milletini sevip hizmet etmekse bende milliyetçiyim, hatta sokaklarda bağıranlardan ve slogan atanlardan daha fazla. Milliyetçilik yürek meselesidir. Çalışma ile olur, hizmet ile olur. Kuru gürültü , zorbalık veya şiddetle olmaz. Niye milliyetçi oluşumlar, kahvehanelerin kapanması için, veya şiddet içerikli filmlerin ve çizgi filmlerin televizyonlarda yasaklanması veyahut silah ruhsatı verilmesinin zorlaştırılması konusunda kampanyalar düzenlemezler? Niye Türk mallarının tercih edilmesi için ve ithalatın azalması için katılımlı çalışmalar düzenlemezler? niye Türk halkının eğitimi için siyasetin konuşulmadığı ücretsiz seminerler ve paneller düzenlemezler? Niye doğu ve güneydoğu da aşiret sisteminin getirdiği cehaleti kırmaya yönelik, ve oradaki çocukları kazanmaya yönelik burslar vermezler?. Eğer bunları yapmak için ortaya çıksınlar inanın gidip bütün kurumlarına ve derneklerine üye olup, gönüllü çalışmaya hazırım ama ortadaki olay açıkça üzüm yemek değil, açıkça bağcıyı dövmektir.

Ben yazar olarak hiçbir siyasi partiye sıcak bakmıyorum, bunun sebepleri arasında Türkiye deki siyasi partiler kanunu, secim kanunu ve yapının benim kafamdaki ile uyuşmaması. Belki bunu ileride ayrı bir yazı ile açıklarım. Bitaraf olan bertaraf olur diyenler olabilir ama lütfen bu görüşüme saygı duyun. Milliyetçiyim, muhafazakarım ama tarafsızım. Simdi diyecekler ki niye sadece Milliyetçileri eleştiriyorsun? Öncelikle şunu açıklamak isterim ki milliyetçileri değil milliyetçiliği çiklet milliyetçiliği haline getirenleri eleştiriyorum, ben milliyetçiyim ve belki de milliyetçiliğin gerçek eksenine oturması halinde %5 leri değil en az %50 leri temsil edeceğine ve Türkiye nin kurtuluşunun milliyetçiliğin gerçek anlamında olduğuna inanıyorum.

Başka partilere oy verenlere patates dininden diyen, ya da yolsuzlukların damarına hazır girmişken biraz da biz sebeplenelim diyen siyasi yapıların neresi düzgün ki eleştireyim. Atatürk ün partisinin milletvekilinin PKK nin yayın organı ROJ TV ye çıkması kabul edilebilir mi? Yada iktidar partisinin bakanlarının ecnebi işadamları ile otel odalarında yaptıkları garip pazarlıklar.. Elbetteki hepsine karşıyım. Temiz ve şeffaf bir demokrasi ve Türk milletinin hak ettikleri için benim mücadelem.

Saygılarımla.

Nuri Aslan

Bu yazı toplam 1788 defa görüntülendi.
Entropi Logo